Bir Duruşun Romanı: Taş ve Gölge
- 14 Şubat 2025
Doğduğumuz andan itibaren yemekle kurduğumuz ilişki yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelir. Yemeğe dair deneyimlerimiz, dil edinimini takiben çeşitli sosyokültürel anlamlar kazanır ve bu anlamlar, sosyal ve beşeri bilimlerden sağlık ve fen bilimlerine kadar pek çok alanda insanın yemekle olan tarih boyu ilişkisini ortaya koymaktadır. Yemeğin çeşitli çağrışımları beraberinde getirmesi, yemekle ilgili disiplinlerarası birçok çalışmayı teşvik etmiştir. Aynı şekilde, edebiyatta da yemek farklı duygu ve düşüncelerin aktarılmasında rol oynayan bir araç, simge, imge ya da bir motif olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette, yemeğe atfedilen anlamlar edebi metnin içinden çıktığı kültüre ve yazıldığı tarihsel döneme göre değişkenlik gösterebilir. Ancak, edebi bir metinde geçen yemek imgesi, yemeğin türü, hazırlandığı ve paylaşıldığı yer, yemeğin çağrıştırdığı duygu ve düşüncelerden hareketle karakterin iç dünyasına ayna tutan, anılarını canlandıran veya pekiştiren ve çevreyle etkileşimini ortaya koymaya yarayan önemli bir işlev üstlenebilir. Bu bağlamda, yemek imgesi barındırdığı toplumsal gerçekliğin yanı sıra soyut anlamlar içeren bir metafora dönüşebilir.
Nitekim herkesin çocukluğundan itibaren yemekle kendine özgü bir ilişkisi olmuştur. Yiyecekle kurduğumuz bağ çevresel, kültürel ve toplumsal etkenlerin yanı sıra farklı duyguların ve deneyimlerin etkisiyle şekillenir. Kimi zaman yiyecek mutluluğu, heyecanı ve bolluğu kimi zaman hüznü, yalnızlığı ve yoksunluğu çağrıştırabilir. Yemeğe atfedilen bu farklı anlamlar, yemek yemek, yemek hazırlamak gibi faaliyetlerin ve bu faaliyetlerin gerçekleştirildiği mutfak, yemek odası, dış mekanlar gibi uzamsal ortamların insan yaşamındaki çok yönlü ve çok katmanlı etkilerine birer örnek sunmaktadır.
İnsanın yemekle olan karmaşık ilişkisi ve yemeğin çağrıştırdığı çeşitli anlamların edebi izdüşümlerinin ele alındığı bu kitapta farklı yazınsal türlerde yazılmış olan 20. yüzyıl İngiliz edebiyatından seçilmiş eserler toplumsal sınıf, toplumsal cinsiyet ve etnik kimlik konuları ekseninde ve karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Birinci bölümünde etraflıca anlatılacağı üzere, eserlerin ağırlıklı olarak 20. yüzyıldan seçilmiş olmaları bu dönemde yemek ve yemek ile ilgili uğraşların giderek daha çok görünürlük kazanmaya başlamış olmasıyla ilintilidir. Ayrıca, bu dönem, değişen toplumsal düzen ile yeme-içme faaliyetleri ekseninde gelişen toplum ve birey ilişkisi, çelişkisi ve güç dinamiklerinin analizi için uygun bir sosyokültürel zemin sunmaktadır.
Zeynep Z. Atayurt Fenge’nin kaleme aldığı yemeğin ortaya koyduğu çok katmanlı ilişkiler ve yemeğin çağrıştırdığı çeşitli anlam ve duyguların edebi izdüşümlerinin ele alındığı bu kitapta, yemek imgesi farklı yazınsal türlerde ve özellikle belirgin bir görünürlük kazandığı 20. yüzyıl İngiliz edebiyatından seçilmiş eserlerde toplumsal sınıf, toplumsal cinsiyet ve etnik kimlik konuları ekseninde karşılaştırmalı olarak ve eleştirel okumalarla incelenmektedir.
ISBN 978-605-6564-10-7
ÜRÜN Yayınları, Ankara Aralık 2023.