Anımsıyorum
Çocuk Edebiyatı

Anımsıyorum

Hale Şenözgen Buruş

“Seni bir süredir görmedim’ dedi Kathleen.

‘Dünden beri’ dedi çocuk.

‘Dün mü görüşmüştük?’ dedi kadın merakla.

‘Evet’ dedi küçük çocuk. ‘Ama üzerinden çok zaman geçmiş gibi; çünkü ben seni özledim, sen de beni. Birlikte çok eğlenmiştik değil mi?’

‘Bana anımsatsana’ dedi Kathleen.”

 

Anımsıyorum kitabı, George ve büyükannesi Kathleen arasındaki bu diyalogla başlıyor. Anımsamak ile hatırlamak arasındaki o ince çizgide. Çünkü hatırlamak sözcüğü genellikle hatırlanan ve akla gelen, akılda kalan şeyler için söylenir. Kişi unuttuğu veya aklına gelmeyen bir şeyi hatırladığı zaman buna anımsamak deniyor. Anımsamak hatırlamaya göre daha uçucu, daha soft, daha flu…

 

George büyükannesinin unutkan olduğunu biliyor. Bazen onun adını bile unutuyor. Bir gün önce görüştüklerini, ona çikolatalı kurabiye verdiğini, o kurabiyeleri nereye koyduğunu anımsamıyor. Bazen günleri unutabiliyor, saatleri ya da montunun düğmelerini iliklemeyi. Sorun yok. George ona hep yardım ediyor, onun yerine hatırlıyor, onu yaşadıkları anın içinde tutuyor, oyunlarının içine davet ediyor. Çünkü o bir çocuk ve çocuklar için en kıymetli anlar yaşadıkları ve oyunun içinde oldukları anlardır.

 

Kathleen, beş yaşındaki torununun düğmelerini tek başına iliklemesine hayran oluyor. “Keşke ben de senin gibi beş yaşında olsaydım. Ne tuhaf! Beş yaşındaki hâllerimi anımsıyorum ancak beş dakika önce ne yaptığımı anımsamıyorum.” diyor. Küçük George yanıt veriyor: “Bence sıkıcı bir iş olduğundan unutmuşsundur”. Bir çocuğun dünyasından, demansın ne olduğu, nasıl bir hastalık olduğu öyle net bir şekilde anlatılmış ki. Böylece, kalplere dokunan bir hikâye ortaya çıkmış.

 

Burada kısaca kitaptaki çizimlerden bahsetmek isterim. Renk seçimi, yaratılan atmosfer bu sevgi dolu hikâyeyi öyle güzel tamamlıyor ki. Özellikle bahçe sahnelerinde… Siyah ve karışık dallı, yapraksız bir ağaç, dalında bir salıncak… Sanki büyükannenin zihni gibi karışmış, sisli. George önce salıncakta sallanıyor, sonra dallara tırmanıp gözden kayboluyor. Büyükanne de kendi dünyası içinde kaybolup, panikliyor, nerede olduğunu hatırlamıyor. Çizerin resimleriyle hikâyeye böyle katkı sunup, onu tamamlaması gerçekten çok anlamlı. Sözleri kaldırıp sadece çizimlere bakarak bile bu dokunaklı ilişkiyi hissedebiliriz.

 

Çocuklar ve yaşlılar arasındaki ilişkilerin her iki taraf üzerinde olumlu etkileri üzerine sayısız araştırma ve uygulama yapılıyor. Örneğin Kanada’da anaokulu öğrencileri ve huzurevi sakinlerini düzenli olarak bir araya getiriyorlar. Bunun sonucunda huzurevinde yaşayan yaşlıların durumlarında gözle görülür iyileşmeler olduğu saptanıyor. Çocuklar da bu ortamda koşulsuz bir sevgi ile sarmalanma deneyimini yaşıyorlar. İşte bu yüzden resimli çocuk kitaplarını çok kıymetli buluyorum. Yetişkin dünyamızda zorlandığımız pek çok konuyu renkli bir dünyanın içine sarıp, sarmalayıp, şefkatle bize sunuyorlar. Çocuklara nasıl anlatacağımızı bilemediğimiz hayati konuları ele alışı ile çocuğun ihtiyacı olan sevgi dolu, güvenilir dünyayı inşa etme konusunda da ebeveynlere yardımcı oluyorlar.

 

“‘Kim olursam olayım beni seviyorsun, değil mi? diyerek gülümsedi çocuk.

‘Seni ne kadar çok sevdiğimi anlatmaya kelimeler yetmez’ dedi büyükanne, ‘bunu asla unutma!’

‘Unutmam’ diye söz verdi çocuk,

Çünkü biliyordu ki büyükannesi onun kim olduğunu unutsa bile kalbi onu her zaman anımsardı.’

 

Çünkü kalbinizde sakladıklarınız asla unutulmaz.

 

 

Kitap Adı: Anımsıyorum

Yazar: Jeanne Willis

Çeviren: Ceren Ceylan

Sayfa Sayısı: 32

Yayınevi: Bilgi Yayınevi

Baskı Sayısı: 1. Basım

Dil: Türkçe

Ebat: 25 x 29

İlk Baskı Yılı: 2022