Işık ve Gölgenin Büyüsü Peşinde Bir Fotoğrafçı
Söyleşi

Işık ve Gölgenin Büyüsü Peşinde Bir Fotoğrafçı

Adem Karakaya

1966 yılında Samsun’da dünyaya gelen Adem Karakaya yirmi dört yıl boyunca astsubay olarak görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 2007 yılında emekli oldu. Bu tarihten sonra neredeyse tüm vaktini, yirmi yıldan beri devam eden fotoğraf serüvenine adamıştır. 2003 yılında Konya Fotoğraf Amatörleri Derneği bünyesinde fotoğraf sanatına adım atan sanatçı ulusal ve uluslararası pek çok yarışmada ödüller kazanmış, sergilerde yer almıştır.

 

Fotoğraf sanatında gösterdiği başarılardan dolayı FİAP tarafından 2012 yılında AFIAP, 2014 yılında EFIAP unvanlarıyla onurlandırılmıştır. Fotogen’in düzenlediği ve Türkiye’nin en prestijli fotoğraf yarışmalarından olan, Sami Güner Fotoğraf Gösteri Yarışmasında üç kez üst üste başarılı bulunarak, 2020 de KUPA ödülünü almıştır.

 

 

Fotoğraflarında, kendi bakış açısıyla, ülkenin kültürünü, gelenek ve göreneklerini, sokaklarını, ışık ve gölgenin büyüsünü, emekçi insanlarını anlatmaya çalışan Adem Karakaya halen çeşitli fotoğraf derneklerinde ”Fotoğraf Sanatında Kompozisyon, Photoshop” derslerivermekte, atölye eğitmenliği yapmaktadır. Mersin Fotoğraf Derneği üyesi olarak sanatsalçalışmalarına devam eden Adem Karakaya ile yaptığımız kısa söyleşiyi ve Işığın Masalları adlı çalışmasından örnekleri Karnaval Dergi okurlarının ilgisine sunuyoruz.

 

Karnaval Dergi: Değerli Adem Karakaya, çalışmalarınız özellikle fotoğraf meraklıları tarafından ilgiyle takip ediliyor. Fotoğraf sanatı sizin için ne ifade etmektedir diye sorsak.

 

Adem Karakaya: Fotoğraf bireyin hayata bakışını değiştirmektedir, dolayısıyla benim de hayata bakışımı değiştiren ve yeniden şekillendiren şey fotoğraftır. Bazı insanlar ömürleri boyunca bir anlamın peşine düşer, kimi bulur, kimi bulamadan ölüp gider. Benim hayatımı anlamlandıran ve mutluluk kaynağım olan en büyük tutku fotoğraf sanatıdır.

 

 

K. D.:Bir fotoğrafı sanatsal fotoğraf yapan unsurlar nelerdir?

 

A.K.:Takdir edersiniz ki bir fotoğrafı sanat eserine dönüştüren unsurlar vardır. Sanatsalıönceden düşünülmüş fotoğraflar, hayal gücü, estetik, yaratıcılık, deneyim ve donanım gibi unsurlarla birleşerek sanata dönüşebilir. Fotoğraf oluşturulurken ışık, grafik, ritim, renk, doku v.b. öğelerden yararlanılarak estetik, sade, anlaşılır şekilde izleyene sunulur.

 

Fotoğrafın estetik olması ilgi çeker. Aslında estetik güzel olan her şeydir fakat sanat kötü ve çirkinle de ilgilenir. Kötü ve çirkin addedilen unsurlar da hayatın içindedir, bunlar ancak bir sanatçı tarafından estetik hale getirilebilir.

 

K.D.:Karnaval Dergi okurlarına yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

 

Elbette, memnuniyet duyarım. Önceki yıllarda yaptığım çalışmalardan bahsedecek olursam;Irgat Çadırlarında Yaşamisimli çalışmamda, Mersin ve Adana bölgelerinde çalışan mevsimlik tarım işçilerinin gündelik yaşamını fotoğrafladım.

 

Vuslat” adlı çalışmamda, Mevlevilerin ibadet biçimi olan sema ayinini, Kara Emekte de, Konya Beyşehir ve Tarsus Yenice’de bulunan odun kömürü işçilerinin zorlu yaşamlarını fotoğrafladım.

 

Işığın Masalları” adlı çalışmamdaysa yıllardır hayalini kurduğum ışık, gölge ve siluet fotoğraflarıyla masal anlatmaya çalıştım.

 

 

K.D.:Devam eden çalışmalarınız var mı?

 

”Kimliksiz Kent” adlı çalışmam devam ediyor. Köyden kente göçle birlikte her alandayozlaşan, hız ve kaos içinde yaşayan, sürekli bir yerlere yetişme telaşına kapılmış insanın hikayesini fotoğraflamaya çalışıyorum.  Yeni ve tek tip insan modelini ortaya çıkaran, farklılıkları törpüleyen küreselleşmenin etkisiyle kentlerin ve kentsel kültürün kimliksizleşmesini fotoğraflarımda ele almaya çalışıyorum.

 

K.D.:Bize ayırdığınız zaman için teşekkür ederiz.

 

A.K.: Karnaval Dergi’ye yayın hayatında başarılar dilerim. Fotoğraf sanatına gösterdiğiniz ilgiden dolayı ayrıca teşekkür ederim.