Matrıx’e Giriş 101
Sinebiblio

Matrıx’e Giriş 101

Emirhan Mutlu

Wachowski Kardeşler 1999 yılında Matrix’i çektiklerinde hem sinema hem de bilimkurgu tarihine altın harflerle yazılacak kült bir eser ortaya koyduklarının farkındalar mıydı bilmiyorum, ancak film vizyona girdikten sonra bu hissi iliklerine kadar yaşadıklarından eminim. Başrolünde Keanu Reeves’in oynadığı Matrix, gerek konusu gerekse de karakterizasyon ve oyunculuklarıyla bugün bile izlenen ve üzerine konuşulan bir film olmaya devam ediyor. Film, geceleri Neo adıyla hacker’lık yapan Thomas Anderson isimli bir yazılımcının Matrix’i keşfetmesi ve ardından yaşadığı dünyanın bir simülasyon olduğunu fark edip buna karşı mücadele etmesini anlatır. Trinity ve Morpheus isimli iki kişiyle tanışan Neo, yaşadığı dünyanın bir simülasyon olduğunu anladıktan sonra Morpheus önderliğindeki ekibe katılır. Bu simülasyonun, yani Matrix’in enerji kaynağı insan vücududur. Makineler insan vücudunu enerji kaynağı olarak kullanırken onların isyan etmesini önlemek amacıyla insanlara zihinlerini meşgul edecek işler verirler. Neo, bu sisteme karşı mücadele eden ekibe dahil olur.

 

Simülasyon kavramı ve teorisinin üzerine kurulan filmde bu temada bir kitap da görürüz. Neo, hazırlamış olduğu yasa dışı bir diski saklamak için ünlü Fransız sosyal teoristi Jean Baudrillard’ın Simulacra & Simulation (Türkçesi: Simülakrlar ve Simülasyon) kitabını kullanır. Bu kitap filmin çıkış noktalarından biridir. Baudrillard, bu eserinde içinde yaşadığımız toplumsal düzenin yapıtaşlarının gerçekliğini sorgulamaktadır. Günlük yaşamdan birçok örneği kullanarak gerçekliğin aslında sürekli yeniden üretildiğini, bunun da simüle etme yoluyla yapıldığını gösterir. Yazara göre simüle etmek “-mış gibi yapmak” değil, söz konusu gerçekliği yaşamaktır. Örneğin hastaymış gibi yapan biri sadece yatağa uzanırken, hastalığı simüle eden kişi hastalığın semptomlarını da gösterir. Kapitalizm de bu yolla sürekli olarak gerçekliği dönüştürür ve bir üst-gerçeklik (hyperreality) yaratır. Böylece yaşadığımız dünya aslında bir simülasyona dönüşür.

 

Anlatması anlamasından daha zor olan bu eserin içeriğini biraz daha anlaşılır kılabilmek için kitabın başlığındaki iki kavramdan söz etmek istiyorum. Simülakr, bir gerçeklik olarak algılanmak isteyen görüntüye işaret eder. Simülasyon ise herhangi bir olgunun belli bir modelleme yoluyla yeniden üretilmesidir. Baudrillard, bu kavramlar üzerinden modern hayata yaklaşır. Modernizm bir simülakr, modern hayat ise onu yaratan simülasyondur. Bu durumu devlet otoritesi, reklamlar, tarihsel çalışmalar gibi örnekleri kullanarak açıklayan yazar, ayrıca kavramların tam anlaşılması için mekânsal örnekler de verir. Bunlardan bir tanesi Disneyland’dir. Yazara göre Disneyland’in kurduğu gerçeklik ne gerçektir ne de sahte. Burada hakikatin yerine koyulan yeni bir hakikat söz konusudur. Gerçek adlı kurmacayı ona simetrik şekilde yeniden üretme amacı taşıyan bir ikna makinesidir Disneyland. Yetişkinlere de çocuklar gibi eğlenme imkânı vererek onları çocuk olmadıkları bir gerçekliğin de olduğuna ikna etmeyi hedefler.

Bu kitap filmde yalnızca görünmekle kalmamıştır, aynı zamanda Wachowski Kardeşler’e de ilham kaynağı olmuştur. Filmin başrol oyuncusu Keanu Reeves, bir röportajında senaryoyu okuma ve rolü kabul etme sürecini şöyle anlatır:

 

“Larry ve Andrew “Neo’yu oynamanı istiyoruz” dediklerinde Baudrillard’ı okumam gerekti. Ayrıca sistemler, evrim ve robotlar üzerine olan Out of Control (Türkçesi: Kontrol Dışı, yazarı Kevin Kelly) kitabını ve Introducing Evolutionary Pschology (Türkçesi: Evrimsel Psikolojiye Giriş) isimli başka bir kitabı. Senaryoya bakmadan önce bu kitapları okumamı istediler.”

 

Herhalde filmin bugünkü ününe ulaşmasında bu sıkı çalışmanın büyük etkisi vardır. Bir rolü kabul etmeden önce yönetmenin üç tane akademik denebilecek kitabı okumanızı istediği bir yapım ancak böyle efsane bir filme dönüşebilirdi. Çünkü bu durum filmin evrenini anlamak ve dolayısıyla filmi başarıya ulaştırmak için herkes bileşenin ayrı ayrı çabaladığını bize gösteriyor. Neyse ki Wachowski Biraderler izleyicilere filmden önce bu kitapları okuma şartı koşmuyor.