MOLLA CEMAL’İN DARBESİ
Şiir

MOLLA CEMAL’İN DARBESİ

 

yağmurdu o eylül sabahında

toprağın yalnızca çamura dönüştüğü

çirkin sesleriyle kara kargaların

perdeleri ve zihinleri çürüttüğü

 

köyün meydanına diktiler ahaliyi

uykunun kan kırmızı kâbusa evirildiği

o eylül sabahında

kırılan dişleri ve düşleriyle

 

“ben molla cemal’im!”

deyiverdi birden, mağrur

onca kişi içinden uzun boylu biri

yüzüne yediği dipçikler

umurunda değildi

uzakta bir özgürlük şarkısı

fısıldıyordu rüzgar

 

 

MASALSIZIM

 

korktum içimin karanlığında kaybolmaktan

çılgınca dolanıp durduğum isler içinde

kaçarak hep izinden de gölgemin

savruldum kum taneleri gibi sessizce

 

bakamadığım aynalardan utandım

yüzümden düşen külde

yitirdim düşümü

o soğuk ter yine ensemde

 

masalsızım işte

hep masalsızdım ben

düşsüz ve ürkek

dilsiz belki de lanet