1959 yılından başlayarak Türkiye’nin önemli tiyatro topluluklarında oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı. 1969 yılında, sanat yönetmeni olduğu ve Türkiye’de politik tiyatronun gelişiminde önemli rol üstlenen Dostlar tiyatrosunu kurdu. 1969 yılında Nikolay Gogol’un Bir Delinin Hatıra Defteri adlı öyküsünü tiyatroya uyarlayıp Türkiye’de batılı anlamda metne dayalı sahnelenen ilk tek kişilik oyun olarak sahneledi. Yıllar boyunca sahnelediği bu eser onunla özdeşleşti. Tek kişilik oyunların ustası olarak tanındı. Sanatçı Aziz Nesin’den Haldun Taner’e, Nazım Hikmet’ten Behiç Ak’a ve Yaşar Kemal’e birçok sanatçının eserlerini tiyatroya uyarladı. Sinemada 1982 yılında At ve 1983 yılında Faize Hücum filmleri ile Antalya Film Festivalinde iki kez Altın Portakal aldı. Dostlar Tiyatrosu’yla birlikte rol ve görev aldığı sinema filmi Hakkari’de Bir Mevsim 1982 yılında Ferit Edgü’nün O adlı romanından uyarlanan filmin senaryosunu Onat Kutlar yazmış, Erden Kral yönetmiş, öğretmen rolünü Genco Erkal, yalın ve etkili oyunculuğuyla adını yazdırmıştır.
Dostlar Tiyatrosu’yla adeta bir sanat kurumu gibi çalışır. Politik olarak, kuruluş ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam eder. Toplumcu ana yoldan hiç ayrılmaz. Dünyayı değiştirmenin insanı değiştirmekten, onlara duyarlılık kazandırmaktan geçtiğinin ayırdındadır. Ezilenden yana tavır almanın vazgeçilmez bir temel olduğunu bilir. Onun tiyatro yaşamında vazgeçilmez iki yazar vardır ki, onlar da Nazım Hikmet ve Bertol Brecht’tir. Bu iki yazarın en güçlü seslerinden biri olur. Bu iki yazardan sonra da Aziz Nesin gelir. Şiirleri, kendine özgü bir biçimde dramatik bir etki yaratarak okur. Onun Nazım Hikmet sevdası hiç bitmez. Nazım Hikmet’in ölümünün 60.yıldönümü için Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği oyunda öğrencisi Tülay Günal’da yer alıyordu.
Batı’nın tiyatrolarını ve geleneksel tiyatromuzu birinci elden incelemiş, çok okuyan, dört dil bilen, yalnız konuşmayı değil dinlemeyi de bilen, yaşama gerçekçi gözlüklerle bakan bir dünya insanıdır. Başı pek çok kez derde girse de baskıcı siyasete kafa tutuşunu hiç sendelemeden sürdürmüştür. Onun toplumsal duyarlılığını anlatan belgesel oyunu Sivas 93 dür. Bu oyunun öyküsünü kendisi şöyle dile getirmiştir. “Temmuz başında yüreğime bir ateş düştü. Üç dört günlük kısa bir tatildeydim. O uğursuz günün on dördüncü yıldönümünde Cumhuriyet Gazetesi’nde Dikmen Gürün’ün bir yazısını okuyordum. Yakın tarihimizde ne kadar önemli olaylar var, neden yazarlarımız bu gibi konularla ilgili belgesel oyunlar yazmaz acaba diye soran bir yazıydı. Örnek olarak da Madımak Oteli’ndeki yangından söz ediyordu. Zeynep Altıok projeyi duyunca müthiş heyecanlanıyor. Serdar Doğan’la o ara. Madımak cehenneminde öldü sanılarak morga bırakılmış. Ertesi gün tesadüfen yaşadığı anlaşılmış. On altı gün komada kalmış. Bugün, hayatta olması gerçek bir mucizedir. Üstelik oyun yazar. Kapanıyorum eve dalıyorum. Yazdığı kitabı, elindeki belgeleri, filmleri yolluyor. Uykularım kaçıyor tabii. Olayı yaşayanların tanıklıkları, otelin içinde, morgda, cenaze töreninde çekilen resimler, video kayıtları insanın kimyasını altüst edecek cinsten. İnsanlar bunları mutlaka görmeli diyorum. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması için mutlaka Sivas’la hesaplaşılmalı. Derinlere indikçe değişik boyutlar çıkıyor ortaya. Tam olarak çözülmemiş bir bilmece. Sonuna kadar gidilmemiş. Bizde her zaman olduğu gibi gerçek nedenler, gerçek suçlular ortada yok. Karartılmış, saklanmış, çarpılmış buna benzer ne çok olay var, yakından bildiğimiz. Aynı oyun hep oynanıyor da biz bir türlü çözemiyoruz, uyanamıyoruz. Mekanizmanın işleyişini oyunda bilebildiğimiz kadarıyla, bütün yapıtlarıyla sergileyebilirsek izleyiciyi düşünmeye, tartışmaya yöneltebilirsek yararlı olabiliriz belki…” (Bu oyun 2008 senesinde sahnelendi).
Tiyatromuzda, aydınlardan söz etmek gerekirse bu listenin başlarına Genco Erkal’ı yerleştirmek gerekir. Tiyatrosunu seyirciyle kesintisiz buluşturabilmiş sanatçılarımızdan biridir. Oyunları yasaklanmış, yalnız sahnede değil, duruşma salonlarında da özgürlüğü, adaleti, insan haklarını savunmak zorunda kalmıştır. Yılmadan, sahneye gerçekleri çıkarmayı sürdürmüştür.
Onun dünya görüşünü yansıtan başarılı oyunu Marx’ın Dönüşü’nden söz etmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.2009 senesinde Amerikalı tarihçi ve tiyatro yazarı Howard Zinn tarafından 1999 yılında yazılan Marx in Soho adlı tek kişilik tiyatro oyununu güncelleyerek sahneledi. Dostlar Tiyatrosu’nun 40. Yılına denk gelişi, hem de 2008 yılında önce ABD’de başlayan daha sonrasında bütün dünyaya yayılan finansal krizin yaşanmasından sonra akıllara Karl Marx’ın gelmesi, oyunu anlamlı bir zamanlamaya sahip kılıyor. Marx, iktisadi krizler teorisinde, kapitalist süreç içerisinde kar oranlarının düşmesi yönünde eğilime sahip olduğunu ve bunu da kapitalizmi krizlere sürekli gebe bir hale getirdiğini açıklar. Toplumumuzda Marx’tan hep öcü gibi söz edilmiştir. Marx’ın hayatını ve düşüncelerini konu edinen bu oyun, Marx’ın öldüğünü ama aslında ölmediğini yani düşüncelerinin hala geçerli ve canlı olduğunu gösteriyor. Marx’ı çok az kişinin bildiği bir şekilde karısına ve çocuklarına bakmak için uğraşıp didinen bir aile babası olarak göstermek istemesini başarıyla sahneye taşımıştır.
Sanat yaşamı Ayşe Yüksel tarafından Güneşin Sofrasında- Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni (2020) adıyla kitaplaştırılmıştır.
Fazıl Say’ın Nazım Oratoryosu, sadece beste olarak değil, yapım olarak da çok başarılı. Bunda Genco Erkal’ın payı büyüktür.
Toplumsal eleştirilerini, isyanını, özgürlük tutkusunu selam ettiği yazarlarla sahneye taşır. Selam ettiği yazarlar arasında Yaşar Kemal de vardır Turhan Selçuk da Alfred Jarry, Edward Bond’da William Shakespeare ya da Samuel Beckett de.
Ciddi oyunlarda ve güldürülerde sergilediği nitelikli yorumlar yanında, yurtiçinde ve dışında bir tipleme büyücüsü olarak da hayranlık kazanmıştır. Yaşına rağmen tutkuyla sahneye çıkmıştır.
O Fransızların dediği gibi bütüncül bir sanatçı. Un Artist Complet dir. Bizim gibi az gelişmiş toplumlarda duyarlı sanatçılık deyiminin hakkını veren, gereğini yapan aydın bir sanatçıdır. Toplumu sanat yoluyla ışıtmış, genç sanatçılara örnek olmuştur.
Genco Erkal medya hesaplarından paylaştığı bu yazıyla sevenlerine veda etti.
Hoşça kalın
Dostlarım benim
Hoşça kalın!
Sizi canım da
Canımın içinde,
Kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
Dostlarım benim
Hoşça kalın
Resimlerdeki kuşlar gibi
Dizilip üstüne kumsalın,
Mendil sallamayın bana
İstemez…Tek hecesiz elveda.