ZAMFİR’İ DİNLERKEN
adsız duygular havalandırıyor ruhumu
ayıklanıyor yorgun bedenimden
göğe yükselen benliğim
bakir bu seslenişte
evrene
binbir sırrına açılıyorum
özgürlüğün neşesiyle sarp kayalıklarda
kanadından kartalın
bülbülün sesine konuyor ruhum
tutsak oluyorum gülüne şakısına
birden ayrılıp oralardan
yeşil çayırlarda at koşturuyorum
sevgimden taşar gibi
şırıltılı derede çakıl gözlüyorum uzanıp
yolundan çıkan herşey önemini yitiriyor bu an
akıl uçunduran bu güzellikte
durulanıp fazlalıklarımdan
sakin olasılıklara akıyor
demlenmiş hüzünleri bırakıyorum
uyuyup uyanıyorum
el değmemiş mateminden gecenin
devleşen acılar küçülüyor sonra
sönmüşlerimi ölçeriyorum
ıssızlığımın yalım alevinden
aşkın kucağına düşüyorum birden
omuzuna yaslanmışım
sabah selamını almışım gibi sevgilinin
gülümsüyor yüreğim
sevgin dalgalarında biz denizinin
seni dinliyorum aslında ben
ruhları ateşleyen büyülü flütüyle
zamfir’i dinlerken